Yakın gelecekte gerçekleşen bir kimyasal silah saldırısı, dünyanın atmosferini yaşanılması mümkün olmayacak derecede kirletmiştir. Dünya atmosferinin yeniden yaşanabilir hale gelmesi uzun yıllar alacaktır. Felakete uğrayan insan uygarlığını yeniden kurabilecek derecede donanımlı bilim insanlarının kurtarılması için bir proje hazırlanır. Bu bilim insanlarının atmosfer temizlenene kadar uyutulacağı yer altı sığınakları oluşturulur. Bu sığınaklardan birinden Bauer ve Cartwright adlı iki mühendis sorumludur. Görevleri altı ayda bir uyanıp sığınağın idamesi için gerekli işlemleri yapmaktır. Bu süreçten yorulan mühendislerden Cartwright zaman zaman gerçekte var olmayan Abby adlı bir kadınla iletişim kurmaktadır.

Sığınakta yaşanan kaza mühendislerden birinin uyku kapsülünde hasar oluşmasıyla sonuçlanır. İkili bu kapsülü tamir etmek için diğer sığınaklardan yedek parça temin etme arayışına girer. Diğer sığınaklarda hayat belirtisi bulamayan mühendislerin umudu tükenir. Acaba dünyada sağ kalan son insanlar kendileri midir? Ve bu ıssız dünya aslında iki insana yetmeyecek kadar dar mıdır?

Felaket sonrası dünya konusuna odaklanan Hava, küçük bütçeli bir bilim kurgu filmi. Film dünyanın tam olarak nasıl bu hale geldiği, kirlenen hava’nın günün birinde nasıl yeniden solunabilir hale geleceği sorularını havada bırakınca yeterince gerilimli bir atmosfer oluşturamıyor. Hava, kıyamet sonrası Amerikan uygarlığını yeniden inşa etme fikri açısından özellikle Stanley Kubrick’in Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb (1964) filmini anımsatıyor.

Filmde satranca da yer veriliyor. İlk uyanan mühendis Bauer’in kapsülünün hemen yanında, oyunu yarıda kalmış bir satranç takımı yer alıyor. Gerçekten de ilerleyen sahnelerde ikilinin birbirine karşı hamle yaptığı görülür. Kendi kapsülleri hasar görünce Bauer, uyutulan bilim adamlarından birinin kapsülünü almaya kalkışır. Kendisine direnen Cartwright’ı ikna etmek için ikisinin de iyi bildiği satrançtan örnek verir: “Bazen oyunda kalmak için bir piyonunu feda etmelisin!” Filmin sonunda Cartwright kendi kapsülünde uykuya dalmak üzereyken artık hayatta olmayan Bauer’in yanı başındaki satranç takımında hamle yaptığını görür.