Galaktik İmparatorluğun yenilgiye uğratılmasının ardından 30 yıl geçip gitmiştir. Yaşayan son Jedi olan Luke Skywalker ortadan kaybolmuştur. Zaman içinde yıkılan imparatorluğun yerini alan “İlk Düzen” evrende hâkim güç haline gelmiştir. Karşı güç olan “Direniş”in liderliğini yine Luke’un ikiz kız kardeşi Leia yapmaktadır. Her iki taraf da farklı amaçlar için Luke Skywalker’a ulaşma çabasındadır.

Luke’un yerini gösteren harita, Jakku gezegenindeki bir köyde direniş pilotu Poe Dameron’un eline geçer. Kylo Ren liderliğindeki stormtrooper saldırısıyla köy imha edilir, Poe yakalanmadan hemen önce haritayı robotu BB-8’e iletmeyi başarır. BB-8 hurda toplayıcısı Rey tarafından bulunur. Jakku saldırısı sırasında yaşadıklarından etkilenen bir stormtrooper olan FN-2187, esir alınan Poe’nun kaçışına kardım eder, kendisine verilen Finn adını da benimser.

Kaçıştan sonra yeniden Jakku gezegenine düşen Finn, burada Rey ve BB-8 ile karşılaşır. Kendisini takip eden güçlerin saldırısından Millennium Falcon adlı gemi ile gezegeni terk ederek kurtulurlar. Yolda geminin gerçek sahibi Han Solo ve sadık arkadaşı Chewbacca ile karşılaşırlar. Han Solo, Luke’un yeniden bir Jedi düzeni oluşturmaya çalıştığını ancak çırağı Kylo Ren’in karanlık tarafı seçmesiyle çabaları boşa çıkınca ilk Jedi tapınağını bulmak için ortadan kaybolduğunu söyler.

Leia ve Han Solo’nun oğulları, dolayısıyla Darth Vader’ın torunu olduğu anlaşılan Kylo Ren karanlık tarafın hizmetinde, devasa bir gezegen görünümündeki savaş gemisi Yıldızkatili aracılığıyla, Direniş’in bulunduğu sistemdeki gezegenleri yok etmeye girişir. Direniş güçleri, her ne pahasına olursa olsun bu ölümcül silahı ortadan kaldırmak için karşı saldırıya geçer. Aralarında en dikkat çeken Anakin Skywalker’un ışın kılıcını bulan, içindeki Güç’ü hisseden Rey olacaktır.

Yıldız Savaşları serisinin yedinci filmi Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor sinemada son yılların en heyecan uyandıran projesi. Milyonlarca hayranı olan, sinema tarihine damgasını vuran bir efsanenin tatminkâr biçimde sürdürülmesi elbette büyük güçlükler vaat ediyor. Buna karşın J.J. Abrams, bu güçlüğün üstesinden geldiğini kanıtlayan bir eserle çıkıyor karşımıza. Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor, serinin en önce çekilen filmleriyle büyük benzerlikler taşısa da bunlar rahatsız edici boyuta ulaşmıyor, aksine serinin hayranlarının gözleri yaşararak izleyecekleri tanıdık ancak yeni tatlar bırakan sekanslara dönüşüyor. Filmin kahramanlarının yıllar sonraki hallerini görmek izleyiciyi bir taraftan duygulandırırken diğer taraftan da sinemanın zamanı nasıl durdurarak pek çok güzelliği bizim için taptaze sakladığını yeniden idrak etmemizi sağlıyor.

Filmde bir de satranç sahnesi bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Serinin önceki filmlerinde dikkat çeken, C-3PO ile Chewbacca arasında, yuvarlak bir tahta üstünde farklı yaratıklar biçiminde satranç figürleriyle oynanan satranç benzeri bir oyun olan holografik satranç Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor’da da göze çarpıyor.