Emi Ota ve kız arkadaşı Okiku, haç nedeniyle çıktıkları seyahatlerinde bir dağ otelinde kısa süre kaldıktan sonra Tokyo’ya dönerler. Emi Ota’nın geride bıraktığını sonradan fark edeceği bir eşyası onu otele dönmek zorunda bırakacaktır. Otelde kalan misafirlerden, izinde bir asker olan Nanmura, otelin termal havuzunda süslü bir saç tokası batması sonucunda ayağından yaralanır. Otelden sürekli şikâyetçi olan misafirlerden Profesör Katae, bu yaralanma olayını memnuniyetsizliği için yeni bir dayanak olarak kullanmaya kalkışsa da, Nanmura, bir saç tokası tarafından yaralanmasında şiirsel bir yön bulmayı başaracak kadar iyimserdir. Emi’nin otel yönetimine bir toka kaybettiğini ve bulunması halinde kendisine gönderilmesini isteyen mektubu ile tokanın sahibi ortaya çıkmış olur. Yaralanmadan kendini sorunlu tutan Emi özür dilemek için otele dönmeye karar verir.

Yaralanma olayı otel misafirlerinden Nanmura, huysuz Profesör Katae, genç bir evli çift olan Bay ve Bayan Hiroyasu ve iki yaramaz torunu ile kalan go oyunu düşkünü yaşlı bir adamdan oluşan grubun üyelerini birbirine iyice yakınlaştırır. Şiirin sürmesi için tokanın sahibinin güzel bir kadın olması ortak bir beklenti olarak ortaya çıkar. Gelir gelmez Nanmura’yı iyileştirmek için çabalamaya başlayan Emi beklentileri fazlasıyla karşılayan alımlı bir kadındır. Geçmişi hakkında çok fazla bilgi vermeyen Emi de bu süreçte Nanmura’ya ve mekâna giderek daha çok bağlanır. Bu bağ öylesine derindir ki herkes, Nanmura bile otelden ayrıldıktan sonra Emi, bitmemiş bir şiiri sürdürmek ister gibi, otelde kalmayı sürdürecektir.

Süslü Saç Tokası, Hiroshi Shimizu’nun savaş yıllarında oluşturduğu etkileyici bir yapıt. Yönetmen, toplumun farklı kesimlerinden gelen insanların, küçük bir olayın çekim gücüyle, kısa sürede büyük bir aile haline gelebildiğini gösterir. Shimizu’nun yarattığı yapay aile öylesine doğal bir sıcaklığa sahiptir ki izleyicide ailenin üyelerinden biri oluverme isteği uyandırır. Shimizu’nun kahramanlarında gerçek yaşamlarından kaçıp bu sıcak ortama sığınma arzusu sezilir. Nanmura, yaralanmış olmasına karşın, süslü saç tokasının güzel bir kadına ait olabileceği olasılığıyla mutlu olur. Emi, geride bıraktığı sıradan tokanın açtığı girdaba kendini teslim ederken yaşadığı hayattan kaçmak için bulduğu ilk akıntıya kendisini bırakıyor gibidir.

Yönetmen, genelde sabit tuttuğu kamerasını kullanarak, filmini iddiasız olaylarla sabırla örerken, Nanmura’nın yürümesi için cesaret veren çocukları kullanarak eserine gerektiğinde gerilim ve tempo vermeyi de başarır. Aşkın kıvılcımları çaksa da, ne kadın ne de erkek kahramanda bir yangın başlatacak cesaret bulunur. Kahramanlar birer birer sahneden çekilir ve hüzün izleyicinin yüreğine buruk bir tortu olarak oturur.