Yediği içtiği ayrı gitmeyen iki dosttur Frankie Madison ile Noll "Dink" Turner. Amerika’nın içki yasağı döneminde kaçakçılık yaparlarken polis peşlerine düşünce yolları ayrılır. Ama kavilleşmişlerdir; Bir gün yolları yine kesişecek, yakalanan kim olursa olsun, bütün varlıkları kardeş payı yapılacak, hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam edeceklerdir. Yakalan Frankie olur, 14 yıl kalır hapishanede, bu süre boyunca Dink’ten beklediği yardımı gördüğü de söylenemez.

Frankie hapisten salınır salınmaz ortağının seçkin gece kulübünde alır soluğu, payını ister bu zenginlikten. Ancak Dink sahip olduğu hiçbir şeyi paylaşmaya hevesli değildir. Ona göre, ortak oldukları işletme batmış, öküz ölmüş, ortaklık bitmiştir. Frankie ne kadar çabalasa da bir sonuç alamaz. Uzun zaman önce indiği medeni hayat çok yol almıştır kendisi mahpus yatarken. Dink’in gözdesiyken, toplumda daha seçkin bir kesime hitap eden bir mekana sahip olma sevdasıyla, gözden düşürdüğü kulübün güzel şarkıcısı Kay, zor zamanlarında Frankie’ye destek olur. İkili arasında tutuşuveren aşk, onları hayatından çıkaran, hırstan gözü kararmış Dink için yolun sonunu aydınlatmaktadır.

Yalnız Yürüyorum, Burt Lancaster ve Kirk Douglas ikilisinin birlikte boy gösterdiği filmlerden biri. Kara film etiketini fazlasıyla hak eden yapım, her iki oyuncunun üst düzeyde sergilediği performansla bir solukta izleniyor. Filmin benzerlerinden farklı bir yönü, daha o dönemden modern kapitalizme getirdiği köklü eleştiri. Sermayenin asıl sahibinin kim olduğu sıradan insanlar tarafından anlaşılamayacak kadar karmaşık bir sistem kurulmuştur. Frankie, karşısındaki adamın bütün varlığının yarısında hakkı olduğunu bilmesine rağmen ondan bir çöp bile alamaz. Şirketler, hisseler, yüzdeler, gelir gider defterleri, muhasebeciler ve daha muğlak pek çok şey sermayeyi çözülmesi olanaksız kutsal bir alaşım haline getirmiştir. Bu karmaşık yapı, onun içinde hakkı olanların saldırısından korunabilmesi için, bilerek kurulmuştur.

Yalnız Yürüyorum, Theodore Reeves’in "Beggars Are Coming to Town" adlı oyunundan sinemaya uyarlanmıştır. Yılmaz Güney’in de aynı eserden geliştirdiği senaryo, Ölüme Yalnız Gidilir adıyla ülkemizde de perdeye aktarılmıştır.