İkinci Dünya Savaşı’nın en çetin çatışmalarından biri Kuzey Afrika çöllerinde sürmektedir. Erwin Rommel komutasındaki Alman Afrika Kolordusu, İngiliz birliklerini büyük bir bozguna uğratmıştır. Bir İngiliz tankından sağ çıkan tek asker olan Onbaşı John Bramble, çölü aşmayı da başarır ve Britanya Kraliçesi adlı küçük otele sığınır. Otelin sahibi Mısırlı Farid ile Fransız hizmetçi Mouche, ölümün kıyısına gelmiş bu İngiliz askerine sahip çıkarlar. Otele Alman ordusu için karargâh olmak üzere el konulunca, John Bramble, otelin bombalanması sonucunda hayatını kaybeden topal barmen Davos olarak tanıtılır.

Bramble, kısa süre içinde Davos’un aslında bir Alman casusu olduğunu keşfeder. Bu avantajını kullanarak Mareşal Erwin Rommel’in savaş planlarını öğrenmeye çalışır.  Kahire’yi ele geçirmeyi amaçlayan Alman komutanın başarılı olmasının tek yolu, başta yakıt ve cephane olmak üzere yeterince lojistik destek almasıdır. Bramble, geçmişte arkeolojik kazı çalışması adı altında Almanların aslında bu gerekli malzemeleri beş ayrı noktaya gömdüğünü öğrenir. Artık yapması gereken tek şey bu ‘mezarların’ yerini öğrenmektir.

Kahire'ye Beş Mezar, İkinci Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinden biri olan Kuzey Afrika’da yaşanan mücadeleye odaklanan bir film. Henüz savaş sürerken çekilen film, aynı dönemde çekilen benzerleri gibi müttefiklerin propagandasını yapmaktan kurtulamıyor. Bu propagandist bakış filmi bir anda gerçeklikten koparıyor, gerçek hayatta sıradan bir memur olan kahramanını adeta bir süper kahramana dönüştürüveriyor. İngiliz süper savaş kahramanının aşırılığı, Çöl Tilkisi lakabıyla anılan Mareşal Erwin Rommel’i canlandıran Erich von Stroheim’ın başarılı oyunculuğunu da gölgeliyor. Kahire'ye Beş Mezar, sinema tarihinin en zengin alanlarından biri olan İkinci Dünya Savaşı’na meraklı olanlar dışında, izleyici için çok şey vaat etmiyor.