Dört Sovyet jeologu, Sibirya’nın insan ayağı basmamış topraklarında elmas aramak için görevlendirilmiştir. Grubun lideri Sabinin, fırsat bulduğunda sevdiği kadına asla göndermeyeceğini bildiği mektuplar yazar. Grubun genç üyeleri Andrei ve Tanya arasında geçmişi okul yıllarına dayanan bir aşk yaşanmaktadır. Ancak Sergei de grubun tek kadın üyesi olan Tanya’ya ümitsiz bir aşk beslemektedir. Sergei’in Tanya için yazdığı ama vermeyi asla düşünmediği bir mektubun Andrei tarafından bulunması üçlü arasındaki gerilimi arttırır.

Grup uzun zaman sonra bir elmas filizi bulmayı başarır. Madenin bulunduğu bölgenin haritası çıkartıldıktan sonra geri dönüş planı yapılır. Ancak aynı gece kendilerini bir orman yangınının içinde bulurlar. Telsizleri bozulduğu için, buluşun coşkusunu yaşayan merkeze, ne madenin ne de kendilerini yerlerini bildirmeleri olanaksızdır. Bundan sonraki tek amaçları bir yerleşim merkezine haritayı ulaştırıncaya kadar hayatta kalmaktır. Ancak dondurucu Sibirya cehenneminden sağ çıkabilmek neredeyse olanaksızdır.

Gönderilmemiş Mektup, ülkesi için coşkuyla çabalarken bunun gerisinde kişisel arzularını sessizce yaşayan dört idealist insanın serüvenini anlatır. Sovyet halkının başka ülkelerin zenginliklerinde gözü yoktur, büyük ve güzel ülkelerinden elmas dâhil her türlü ihtiyacın karşılanabileceğini düşünürler. Yapılması gereken düşünmek, araştırmak, yılmadan çalışmaktır. Yönetmen bu idealist insanları yüzeysel olarak tanıtırken izleyicinin hiçbirine karşı bir soğukluk beslemesine izin vermez. Sergei bile karşılıksız aşkını Tanya’nın dokunamayacağı kendine özgü bir coğrafyada yaşayarak, grubun diğer üyeleri için yangında canını hiçe sayarak izleyicinin sevgisini kazanır.

Gönderilmemiş Mektup, yalın konusunu iddiasızca işlerken izleyiciye olağanüstü bir sinematografi sunar. Kamera uçsuz bucaksız Sibirya’nın ıpıssız yaşanan farklı mevsimlerini gözümüze sokarken ve yakın çekimlerle karakterlerinin adeta ruhunu gösterirken hücrelerinizi eşsiz bir hazla doldurmayı başarır. Sinema tarihinde örneği ender görülebilecek bu görsel şölenin Dersu Uzala ve Diriliş’de kısmen taklit edilmeye çalışıldığını hissedersiniz.

Sinema tarihinin unutulmazlarından Leylekler Uçarken’in yönetmeni Mikhail Kalatozov, bu filminde de Tatyana Samoylova ile çıkıyor karşımıza. Kamera önünde en kısa kalandan en uzun kalana dek bütün oyuncular çok başarılı. Sovyet ülkesi ve idealleri çoktan yıkılıp gitse de meyvelerinden Gönderilmemiş Mektup, defalarca tadılmayı hak ediyor.