Tony, izleyicinin henüz bilmediği bir eylem nedeniyle, kendisinden intikam almak isteyen bir Çingene çetesinden kaçmaktadır. Bu kaçış sırasında kendisini bir çatışmanın içinde bulur; ölmek üzere olan yaralı bir adam ona Toboggan’ın intihar ettiğini söyler ve cüzdanındaki bütün parayı verir. Saldırıyı gerçekleştiren silahlı iki adam Tony’yi olay yerinden kaçırır. Bir çetenin eline düştüğünü anlayan Tony, kurtulmaya çalışsa da başarılı olamaz ancak bu kalkışması sırasında saldırganlardan Paul ölümcül derecede yaralanır. Başkanlığını Charley'nin yaptığı çete göl kıyısında, ıssız bir çiftlikte yaşamaktadır. Çetenin diğer üyeleri Rizzio, Mattone ve Paul adlı üç erkek ile Şeker ve Biber olarak anılan iki kadındır.

Başlangıçta “Kurbağacık” takma adıyla anılır hale gelse de zamanla cesur, dürüst ve güvenilir bir insan olduğunu kanıtlayan Tony, kendisini de bir kanun kaçağı olarak tanıtması ve yaralanan Paul’un ölümü sayesinde çetenin bir elemanı haline gelir. Çete, bir suç örgütünün liderinin yargılanmasında tanıklık edecek olan bir genç kızı kaçırmak için kiralanmıştır. Kızın ölümü çetenin bütün planlarını suya düşürecek bir gelişmedir. Ancak karşı tarafın bu ölümden henüz haberdar olmaması çeteye yeni bir fırsat yaratmıştır: Kaçırma eylemine hiçbir şey olmamış gibi kalkışılacak, kız kaçırılmış gibi yapılacak, başka bir kız teslim edilecek, karşılığında 1 milyon dolar alınacak ve çete elemanları belki de birbirlerini bir daha hiç görmemek üzere ayrılıp ülke dışına çıkacaklardır. Bu parlak planın yolunda gitmemesi için pusuda bekleyen binlerce kötü olasılık var gibi görünmektedir.

Devlerin Yarışı, David Goodis’in "Black Friday" adlı romanından perdeye uyarlanmıştır. René Clément, bu polisiye öyküden kendine özgü bir Fransız westerni yaratıyor. Filmini örerken izleyiciyi sürekli düşündüren, şaşırtan ancak hiç sıkmayan ve kafa karıştırmayan bir puzzle tamamlıyor hissi veriyor. Yönetmen bunu yaparken bazen damakta yepyeni tatlar bırakıyor, bazen de izleyicinin neredeyse tanıyacağı baharatlar ekliyor; Tren istasyonu sahnesinin Sergio Leone’nin Bir Zamanlar Batıda’sını ve genel olarak iştah açan şiddetinin Sam Peckinpah’ın Bana Onun Kellesini Getirin filmini çağrıştırması gibi.

Yönetmen filme Fransa’da bir erkek çocuğunu elinde misket dolu bir torba ile merdiven basamaklarını çıkartarak başlar. Çocuğun merdivenlerin bitiminde karşılaştığı diğer çocuklar filmin kahramanlarının çocukluklarını yansıtır. Çocuk Charley her zaman kullandığı çakısıyla torbayı keserek misketlerin yere dökülmesine, merdivenlerden yuvarlanıp gitmesine neden olur. Filmin görselliğinin doruğa çıktığı bu sahne çiftlik evinin tahta merdivenlerinden yuvarlanan misketlerce tekrarlanır. Dökülen misketleri toplayıp getiren Tony, ikisinin de yaşamlarının sonlanmak üzere olduğu çatışmada onları Charley ile paylaşır. Bu aşamada çakan bir flashback ile her iki kahramanın çocuklukları yeniden sahneye çıkarak birbirlerine veda ederler. Fransa’da başlayan Kanada’da sonlanan öykü izleyiciye bütün çocukların aynı rotayı izleyemeyeceğine ikna eder. Filmine Lewis Carroll’dan alıntı yaparak başlayan yönetmen, Alice Harikalar Diyarında’nın Sırıtan Kedi kahramanını da filmin açılış ve kapanışında kullanarak bu bağlantıyı vurgulamakta ısrar eder. Yönetmenin, filmin bu en karmaşık bulmacasıyla, insan davranışlarının evrenselliğini vurgulamak da dâhil olmak üzere, pek çok mesaj gönderdiği ileri sürülebilir.

Francis Lai’nin müzikleri Devlerin Yarışı’na ayrı bir güzellik katıyor. Filmin müziği, Kuşçu dâhil olmak üzere günümüze dek pek çok Türk filminde kullanılmıştır.

Filmde satranca da yer veriliyor. Çiftlik evinde çok güzel bir ahşap satranç takımı görülür. Tony, bu takımı tahtadan kendi elleriyle oyduğunu söyleyen Rizzio’yu över. Evdeki bütün olaylara hâkimiyetiyle dikkat çeken Charley, böylece Tony’nin Şeker’den sonra Rizzio’nun da kalbini kazandığını tespit eder.

Tony ve Charley bu satranç takımıyla yaptıkları maça ara vermişlerdir. Charley, çetenin diğer üyeleriyle çiftlik evinden ayrılmış, Tony ile Şeker yalnız kalmışlardır. İkili arasında bir ilişki yaşandığını anlayan Charley, Tony’ye oyunun nasıl gittiğini, kazanç durumda olup olmadığını sorar. “Hayır, vezirimi alıyorsun şimdi de” yanıtını alan Charley gerçekten de beyazlarla oynayan Tony’’nin vezirini alır, “Oynamadıysan bütün öğleden sonra ne yaptın?” diye sorar. Tony düşündüğünü ve sonunda gizlediği paranın yerini söylemek ve çeteye katılmak istediğini söyler. Oysa Charley parayı çoktan ele geçirmiş, Tony’yi sınamaya devam etmiştir. Charley’nin güvenini kazanan Tony çeteye kabul edilir.