Dunkirk İkinci Dünya Savaşı’nda İngiliz ve Fransız ordusu, bir sahil kenti olan Dunkirk’de kuşatılmış durumdadır. Fransızlar, Almanların daha fazla ilerlemesini durdurmaya çalışırken sahildeki yaklaşık 400.000 İngiliz askerinin tahliye edilmesi için çalışılmaktadır. İngilizler mümkün olduğunca çok askerin kurtarılması için sivil deniz araçlarını da göreve çağırırken Alman savaş uçakları ve denizaltıları da bu kurtarma girişimini önlemek, mümkün olduğunca az İngiliz askerin evine dönebilmesi için savaşacaktır. Dunkirk, son yıllarda adından en çok bahsedilen yönetmenlerinden Christopher Nolan’ın farklı bir türle ortaya çıktığı bir film. İkinci Dünya Savaşı’nın kaderini belirlediğine inanılan Dunkirk tahliyesine odaklanan Nolan, hiçbir Alman askeri göstermeden, onların saldırısı altındaki yenilmiş İngiliz ordusunun, İngiliz balıkçıları tarafından kurtarılıp evlerine getirilmelerini anlatıyor. Yönetmen, filmde tam olarak olgunlaşmış bir olay örgüsü kurmaya gerek görmeden, savaştan dramatik bir kesit alarak perdeye yansıtıyor. Tahliye operasyonunu çaresizce yönetmeye çalışan bir komutan, sahilden kendi çabalarıyla kurtulmaya çalışan bir grup asker, İngiltere’den gönüllü olarak kendi gemisiyle kurtarmaya katılan bir yurtsever ve yakıtını son damlasına kadar kullanan bir kaç avcı uçağı pilotu… Yönetmen bu oyuncuları izleyicinin dünyasına birden soktuktan sonra hızla farklı yeni planlara geçerek hiçbir oyuncunun başrol koltuğuna oturmasına izin vermiyor. Nolan, bazı olayların daha iyi anlaşılmasını sağlayacak biçimde filminde farklı zaman dilimlerini akıtmaktan da geri kalmıyor. Dunkirk, izleyiciyi olayın tam da yaşandığı yerde olma hissini yaşatma açısından Yerçekimi, savaşı olağanüstü gerçekçi bir deneyim olarak hissettirmesiyle Mukaddes Vazife ile Gel ve Gör gibi sinemanın köşe taşı filmleriyle yarışıyor. Yediği torpille batan gemide kurtulma sevincini yaşayan askerlerin kendini birdenbire su içinde buluşu, yakıtını tüketmiş spitfire uçağının sahilde bekleyen orduyu üstünden süzülerek selamlaması izleyicinin hafızasına kazınan sahneler. Görselliğiyle muhteşem Dunkirk, 70 mm IMAX olarak izlenmeyi kesinlikle hak eden bir film olarak sinema tarihinde yerini alıyor. Dunkirk’in izleyiciyi doyurmadığı noktalar da yok değil. Sahilde gerçekten 400.000 asker olduğuna ve tahliye için gelen sivil teknelerin o kadar çok askeri kurtaracak kadar kalabalık olduğuna inandırmakta zorlanıyor. Dunkirk, başlar başlamaz, hiç göstermediği Nazilerin şeytani kötülüğünü ve orada bulunmalarının sonsuz haksızlığı izleyicinin başından bildiğini ve bunu kabullendiğini var sayıyor. Bu açıdan İngiliz kökenli ve onun ekseninde yer alan izleyici için daha fazla tat vaat ederken savaş karşıtı evrensel bir mesaj vermeyi maalesef başaramıyor.
© 2013 www.erginciftci.com Tüm Hakları Saklıdır. | ||||||||||||||||||||||||
1696 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |